Sanat üç kuruş değil
Sanat, üç kuruş değildir. Yaptığın eser üç kuruş ederse eyvallah. Ama üç kuruş için yaptığın şey ne sanat, ne de eser olur. / Ulaş Aydemir Üstün
Ulaş Aydemir Üstün
İnsanın yazmadığı an içerisinde hep yazası gelir bir şeyleri. Yazmaya başlamasıyla da uçar gider. Çoğu zaman kötü hissettiğinde alır eline kağıdı kalemi. Zor değil ki aslında düşünceleri aktarmak. Ama düşünceleri aktarmak her zaman iyi gelmez ya, belki de o yüzdendir küskünlük. Çünkü fark edersin kaçtıklarından. Hep dert yazmak istemem içten içe. Sanırım biraz karamsarım. Bu iyi değil. Richard Ashcroft dinlerken hiç değil. Yıllar önce üzülüp yazdıklarıma dönüp baktığımda ani oluyor ama şu anki anı değil yaşamın kendisi. Çünkü unuttuk duyguları. Ne zaman bir şiir görsem gözümü kaçırıyorum şiire saygımın kaçma korkusuna. Çünkü bitti artık sanata dair duygusallık. Şimdilerde hep önemli olan Tasarım! Kapitalizm veya adına her ne dersen de. Girdi sanatın içine. Aslında sanat onun içine girdi ve kendisini ona adapte etti. Artık o meşhur ustaların tabloları yeterli günümüz sanatı için. Yenisine ne gerek? Para her şeyken bir kaç nota veya krom kırmızısı boya tüpü karın doyurmuyor ki artık. Değişik hazır yazı tipleriyle yazılmış bir kaç İngilizce kelimenin üstüne iki fırça darbesiyle tasarımcı ve deha olabiliyorsun bir anda.
Eleştirmek her zaman tarzım olmuştur. Bu yüzden de pek sevilmem. Ama ortada gördüğüm bir gerçek olduğunda da susmam asla. “AŞK” kelimesi. Korkulan olmuşken, nasıl mutlu olabilir insanlık. Hayatı tozpembe görmek, bazen hayattan zevk almak, bazen kin kusmak, çoğu zaman unutmak her şeyi, kendine sözler vermek-sonra onları tutmamak aşk için. Doğru düşünmeyi unutmak, karşı çıkmak herkese, selam vermek tanımadığını belki kucaklamak… Kısacası aşk değil midir bunları yaşatan.
Yıllar önce yazdığım bir makalede demiştim ki; sanat, damarlarına girer önce… Damarların senin yaşamındır. Ve yaşamın olur damarlarındaki sanat.
Ama sanat, üç kuruş değildir. Yaptığın eser üç kuruş ederse eyvallah. Ama üç kuruş için yaptığın şey ne sanat, ne de eser olur. Olsa olsa kendini kandırmak ve yalan olur. Yazarlığım ne kadar kötü olsa da bildiğim bir şey var ki, oda sanatın senin benim ve herkesin içinde olduğu. Neden onu çıkarmak yerine çıkarmayanların birliğine katılıp onlara uyalım ki. Onlar, korkaktır, hapsettikleri yalnızca sanat değil, duygularıdır da. Onlar öyle yaşamak, sanatçılarda böyle yaşamakla meşgul olmalıdır. Çünkü karşıtlık yoksa hiçbir şey yoktur. Bir şeyin olması için o şeyin zıttı da olmalıdır.