Nasıl olur da başkasına sığınırım?
Horasan valisi Abdullah bin Tahir, çok adildi. Askerleri birkaç hırsız yakalamış, valiye bildirmişlerdi. Hırsızlardan biri kaçtı. Hiratlı bir demirci Nişapur’a gitmişti. Bir zaman sonra, evine dönüp gece giderken bunu yakaladılar. Hırsızlarla beraber valiye çıkardılar. Hapsedin dedi. Demirci, hapishanede abdest alıp namaz kıldı. Ellerini uzatıp, “Yâ Rabbi! Günahım olmadığını, ancak sen biliyorsun. Beni bu zindandan, ancak sen kurtarırsın. Yâ Rabbi, beni kurtar!” diye dua etti. Vali o gece rüyada, dört kuvvetli kimse gelip, tahtını tersine çevirecekleri vakit uyandı. Hemen abdest alıp iki rekat namaz kıldı. Tekrar uyudu. Tekrar o dört kimsenin, tahtını yıkmak üzere olduğunu gördü ve uyandı. Kendisinde bir mazlumun ahı bulunduğunu anladı. Nitekim;
Binlerce top ve tüfek, yapamaz asla,
Gözyaşının seher vakti yaptığını,
Düşman kaçıran süngüleri çok defa,
Toz gibi yapar bir müminin duası.
Yâ Rabbi, büyük yalnız sensin! Sen öyle bir büyüksün ki, büyükler ve küçükler, sıkışınca ancak sana yalvarır. Sana yalvaran, ancak muradına kavuşur.
Hemen o gece hapishane müdürünü çağırıp, “Bir mazlum kalmış mı?” dedi. Müdür, “Bunu bilemem. Yalnız biri namaz kılıp çok dua ediyor. Göz yaşları döküyor” deyince onu getirtti. Halini sorup anladı. Özür dileyip, “Hakkını helal et, bin gümüş hediyemi kabul et ve herhangi bir arzun olunca bana gel” diye rica etti. Demirci, “Hakkımı helal ettim ve hediyeni kabul ettim. Fakat işimi, dileğimi senden istemeye gelemem” dedi. “Niçin?” deyince şöyle cevap verdi:
“Çünkü benim gibi bir fakir için, senin gibi bir sultanın tahtını birkaç defa tersine çeviren sahibimi bırakıp da dileklerimi başkasına götürmem kulluğa yakışır mı? Namazlardan sonra ettiğim dualarla, beni nice sıkıntıdan kurtardı. Nice muradıma kavuşturdu. Nasıl olur da başkasına sığınırım? Rabbim nihayeti olmayan rahmet hazinesinin kapısını açmış, sonsuz ihsan sofrasını herkese yaymış iken, başkasına nasıl giderim? Kim istedi de vermedi? İstemesini bilmezsen alamazsın. Huzuruna edeple çıkmazsan, rahmetine kavuşamazsın.”
İbadet eşiğine, kim ki bir gece baş kodu,
Dostun lutfu açar ona, elbette bin bir kapu.
İlahi! Herkesi sıkıntıdan kurtaran yalnız sensin. Bizi dünyada ve ahirette sıkıntıda bırakma! Muhtaçlara, her şeyi gönderen yalnız sensin! Dünyada ve ahirette hayırlı, faydalı olan şeyleri bize gönder! Dünyada ve ahirette bizi kimseye muhtaç bırakma! Amin. (Rıyad-ün-Nâsıhîn)
Gelin namaz kılalım, kalpten pası silelim,
Allah’a yaklaşılmaz, namazın kılmadıkça.
Nerde namaz kılınır, günahlar hep dökülür,
İnsan, kamil olamaz, namazın kılmadıkça.
Kur’an-ı kerimde Hak, namazı çok methetti,
Dedi sevmem kişiyi, namazın kılmadıkça.
Bir hadis-i şerifte: İmanın alameti,
İnsanda belli olmaz, namazın kılmadıkça.
Bir namazı kılmamak, ekber-i kebairdir,
Tevbe ile affolmaz, kazasın kılmadıkça!
Namazı hafif gören, imandan çıkar hemen,
Müslüman olamaz o, namazın kılmadıkça.
Namaz kalbi temizler, kötülükten men eder,
Münevver olamazsın, namazın kılmadıkça.
- Nasıl olur da başkasına sığınırım? - 17 Temmuz 2019
- Allahü teâlânın emirleri iki türlüdür - 29 Ocak 2019