Kitabi

Yakın takipçilerimiz bilecektir.  Pazar günleri saatler 14’ü gösterdiğinde Bengütürk Televizyonunda Kitabi isimli canlı yayınlanan edebiyat ve kültür programı hazırlayıp sunmaktayım. Televizyonculuk ile geçen ömrümüzde yaptığımız binlerce programın son halkası.  Kitabi kültür. Sanat ve edebiyat dünyamıza dokunan bir program. Ülkemizin önemli sanat erbaplarını misafir alarak meseleleri konuştuğumuz geçmişten bugüne ve geleceği tartıştığımız izleyicisinden iyi geri dönüşler aldığımız programda sizler ile birlikte ben de yeni bilgiler öğreniyorum.

Kıskançlık var ya, hem de nasıl.

Bizim cenahın en büyük hastalığı kıskançlık. Aman kimsenin boyu uzamasın adı büyümesin. Eseri satılmasın.

Peki ne olsun?

Onun işi olmasın da ne olursa olsun.

Kıskançlık insanı çirkinleştiriyor.  Hele Müslümanlık iddiasında bulunanların üzerinde iğrenç görünüyor.

Sırf bu kokuşmuş meziyet yüzünden nice değerlerimiz yok olup gidiyor.  Kendisi de bir baltaya sap olamadığı gibi başkasının mesafe almasına da mani oluyor.

Müslüman kişi kardeşinin başaralı olmasını istemiz mi?

Evet istemiyor.

Hasislik boyları aşmış.

Çirkinlik her yere bulaşmış.

Edebiyatçılarımız

Nedense edebiyatçılarımızda Tolstoy, Kafka, Dostoyevski olma ezikliği var.

“Senin kitabına bayıldım ama şu karakteri anlatırken neden Tolstoy gibi anlatmadın? Karakter analizi biraz daha derin olsaydı.”

Nedir u eziklik.

Evet adı geçen yazarlar büyük isimler.  Alanlarının zirleri. Peki ama her yazar onlar gibi mi tasvir, tahlil yapmak zorunda. O zaman senin kopyacılıktan farkın ne?

Kendisini Tolstoy zannede bazı yazarlarımızın romanlarına okuyorum. Kitap 400 sayfa. Ama hep tekrarlardan oluşuyor. Aynı olayları mükerreren yazıp durmuş. Bu tekrarları çıkarttığınız da kitap 60 sayfaya düşüyor.

İşin acı tarafı bunun farkında bile değil.

Okuduysa Kafka, Dostoyevski ve Tolstoy’u yanlış okumuş.

Muhabbetle kalın dostlar.

İrfan söyler